Aşağıdaki yazıyı sevgili çölyaklı bloger arkadaşımız Selin yazmış. Çölyakla yaşamın nasıl olduğunu merak edenler için, işte aşağıdakiler çölyaklıların gerçekleri. Gezmek isterseniz buradan diğer yazılarını okuyabilirsiniz. Tavsiye ederim.
Yeni başlayan Çölyaklılar için hayatın gerçekleri
Aramıza hoşgeldiniz neye uğradığını şaşırmış, yeni teşhis edilmiş Çölyaklı kardeşlerim! Doktorunuz, diyetisyeniniz sizi, diyetinizle ilgili, yeni yaşam koşullarınızla ilgili yeterince bilgilendirmiştir artık. Bense; 11 yıllık, çölyaklı hayat tecrübelerimi paylaşmak istiyorum sizinle!
1) Yeni bir ortama girdiğinizde; illa ki yiyemediğiniz bir yiyeceği geri çevirecek ya da dışarıda yemek yiyeceğiniz zaman "ben ne yesem acaba?" stresi yaşayacaksınız; bu durumda etrafınızdakiler "niye ki?!" diye soracaklar, siz de çölyaktan, glutenden bahsedeceksiniz. Bu durumda şu sorulara ve yorumlara hazırlıklı olun çölyaklı kardeşlerim;
3) Sevgili çölyaklı! Annen dahil olmak üzere bu duruma en yakından tanıklık edenler bile, arada şaşırıp sana glutenli yiyecekler teklif edecek, arada kafa karışıklığı yaşayacaklardır!
http://glutenfreakchef.blogspot.com/
1) Yeni bir ortama girdiğinizde; illa ki yiyemediğiniz bir yiyeceği geri çevirecek ya da dışarıda yemek yiyeceğiniz zaman "ben ne yesem acaba?" stresi yaşayacaksınız; bu durumda etrafınızdakiler "niye ki?!" diye soracaklar, siz de çölyaktan, glutenden bahsedeceksiniz. Bu durumda şu sorulara ve yorumlara hazırlıklı olun çölyaklı kardeşlerim;
- Anaaaa sen ekmek yiyemiyor musun şimdi?
- Aaaa makarna falan da yasak di mi o zaman?
- Pizza??? o da mı yasak? pasta kek çörek simit? (sizi ağlatana kadar yiyemediğiniz herşeyi sayarlar ısrarla)
- (evet hepsi yasak! unlu gıda demiştim hani gluten hepsinde vardı ! saymayın lan yeter canım çekio zaten bee!!!)
- Eeeee? Geriye ne kaldı ki? sen ne yiyosun yaaa?
- (eee... geriye kalan herşey aslında serbest ehuehuehu)
- Et falan yiyebiliyor musun bari?
- (Abi ne diyorum yarım saattir? Buğday dedim gluten dedim tahıl dedim ulan et ne alaka?)
- ayy çok zor ya bende olsa dayanamazdım kesin ölürdüm ehueheuehue
- (2 ay cırcır ol; 40 kg ya düş göriim seni, öyle mi ölünüyor böyle mi?!)
- ee sen hayatının sonuna kadar hep zayıf kalacan desene .. ne güzel ! (zannederler ki buğday yemeyince hepimiz ortalarda Ebru Şallı gibi dolaşıyoruz)
- Boşver... asında seninki daha sağlıklı bir yaşam tarzı tabi... (kabul! işlenmiş birçok hazır gıdadan falan uzak durmak zorundayız ama sağlıklı yaşam tarzı biraz daha farklı birşey, şahsen ben 2 sene öncesine kadar fosur fosur sigara içen bir çölyaklıydım + kızartmaya falan da bayılırım+ glutensiz börek yapabiliyorum daha ne olsun...:S)
- Ahahah ayy ne güzel demekki sen istediğin zaman anında 10 kg kaybedebilirsin!!! :S Yiyerek zayıflama!! ehueheuehu ben olsam kesin yapardım! (Hastane maceralarımı daha detyalı anlatayım istersen? kolonoskopinin nereden yapıldığıyla başlayayım önce!!)
3) Sevgili çölyaklı! Annen dahil olmak üzere bu duruma en yakından tanıklık edenler bile, arada şaşırıp sana glutenli yiyecekler teklif edecek, arada kafa karışıklığı yaşayacaklardır!
- Misal; Annen birgün unutp, pilava şehriye koyacak, akabinde ayyyy unuttum yawww diye üzülecektir...
- İlk zamanlarda aile fertleri senin canın çekmesin diye sevdiğin yiyemediğin tüm yemeklerden uzak duracak, evde börek-mantı pişirmek için senin evden uzaklaşmanı bekleyeceklerdir. Fakat gün gelecek herkes duruma alışacak ve senin artık canın çekmiyor sanacaklardır.
- Misafirliklerde herşeyi geri çevirdiğiniz için bir utanma-sıkılma
- "Ay biz en yapsak senin için bilemedikki!" durumu karşısında," ben beslenmeden de yaşayabiliyorum, fotosentez yapmayı öğrendim, size zahmet olmasın" gibi saçmalama ama yiğitliğe bok sürdürmeme eğilimi!
- Aaa börek yapmıştık ama sen yiyemiyorsun di mi? Tüh... bisküvi var onu ye? Ayy onda da mı var? tüh tüh... vah.. vah... (ya siktir git o zaman... ne çağırıyorsun evine!?)
- Siz tüm iradenizle sapa sağlam durmaya çalıştıkça hayat karşınıza bazı anlar çıkaracaktır, örneğin, aile bireylerinin karşınızda lahmacun yemesi! (sizde döner yersiniz belki evet; ama canınız döner değil lahmacunu çekmektedir, zaten koku itibariyle lahmacun can çektirmekte döneri döver); aynı durum bir arkadaşınızın doğum gününü pizzacıda kutlamak istemesiyle ya da davet edildiğiniz restoranın mantıcı çıkmasıyla da yaşanabilir.. sonuç değişmez; böğürerek ağlama hissiyatı! Sizin bu hassasiyetiniz "çölyaksızlar" tarafından aşırı dramatik bulunacaktır şüphesiz..., dolayısıyla anlaşılmayı beklemeyin.
- Bu iç karartıcı tablonun bir de tam tersi var; siz çölyaklı kardeşim, o kadar da zavallı değilsiniz, lahmacunu unutun; glutensiz unlara ve onlarla yapabileceğiniz şahane yemeklere odaklanın! Ve tabii bununla beraber ortaya çıkan bir diğer gerçek; sizin 1 kişilik pişirdiğiniz; o özel, o çok zahmetli (bakınız çölyaktan önce kaç kere hamur açtın ki?), 1 hafta hayalini kurduğunuz "glutensiz mama"nız, diğerleri tarafından büyük bir iştahla süzülür! Siz oralı olmadıkça çevredekilerin bakışları ve size bakıp yutkunmaları şiddetlenir, ardından şu cümle gelir; "onun tadı nasıl?" "çok mu farklı bizimkinden?" " aa ne güzel yaptın ya walla senin ki daha güzel görünüyor"... Ne hikmetse ilk başta glutensiz olanın iğrenç olacağını düşünüp içlerinden size acırlar sonra bi bakarlar fırından şahane bişi çıkmış... kendilerininkini bırakıp sizinkine sulanırlar... sinirlenmeyin! Bu doğanın kanunudur, az olan daha çok talep görür, daha tatlı gelir. O yüzden, siz ihtiyatlı davranın, yiyebileceğinizden biraz daha fazla yapın, herkes tadına bakarken sizde aç kalmayın ;)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Dostlarım, yorumlarınız benim için çok önemlidir.
Blog hesabı olmayan dostlar;
Yorum yazmak isterseniz, Yorumlama biçimi yazan kutucuk da "Anonim" bölümünü işaretledikten sonra yorumunuzu yazabilirsiniz. Adınızı yazarsanız sevinirim, Sevgiyle..:)))